Sincan’dan Edirne’ye Hasbıhal-Name

Sincan’dan Edirne’ye Hasbıhal-Name

(0) Kommentar - 0 Partitur
Author
Stock
99 Piece
Stock code
DİPNOT0155
Lagerbestand
Auf Lager
Price
8,49 USD + VAT
*starting from 1,24 USD!
%22 Rabatt
8,49 USD
6,62 USD

Dies ist unser fünfter Winter im Gefängnis. … Wenn ich gebeten würde, die Frage, was wir fünf Jahre lang getan haben, mit einem Wort zu beantworten, würde ich sagen: „Wir haben gelebt.“ Wir lebten hier genauso, wie wenn wir draußen wären. Wenn ich es in zwei Worten beschreiben dürfte, würde ich sagen: „Wir lebten vom Widerstand.“

Ich möchte, dass Sie meinen Brief als eine Reise auf dem Papierschiff sehen, das er von seiner Zelle im Xinjiang-Gefängnis in die turbulenten Gewässer seiner Seele schickte. Was sein Kamerad schrieb, sah er unterwegs.

In den Stunden, in denen ich eine Schreibpause einlegte, standen Sie vor mir, als wären Sie in meine Zelle im Sincan-Gefängnis verlegt worden. Manchmal vertieften wir das Gespräch, manchmal gingen wir irgendwo spazieren. Wir beobachteten zum Beispiel in Ruhe die Ruhe des Bergs Kırklar und schauten gemeinsam unter der Zehn-Bogen-Brücke auf das sanfte Fließen des Tigris. Während wir in den Munzur-Quellen in den Milchschaum eintauchten, der nach Düzgün Babas Art ausströmte, waren wir in Eile, um Ana Fatima einzuholen und unser Anzündholz vor Einbruch der Dunkelheit anzuzünden. Wir veranstalteten die enthusiastischsten Kundgebungen, die die Einsamkeit der Isolation in Lice, Gewer und Cizre zerstörten. Die himmlische Schönheit des Van-Sees und die legendäre Majestät des Berges Ararat lagen in unseren Händen. Wir sangen gemeinsam das Volkslied „Feqiriye Çolik mi vira ne şına“ bei Frühlingswetter, wo die Bingöl-Berge ihre grünen Gewänder mit bunten Blumenmustern trugen. Während wir unterwegs waren, besuchten wir die Dörfer Palu und Gökdere, die wir schon oft geplant hatten, aber aus verschiedenen Gründen nicht ohne Eile durchführen konnten. Bis zum Morgen plauderten wir mit unserem rebellischen und edlen Feuerherz vor den laut brennenden Blechöfen. Sie servierten uns Bratkartoffeln, Lutschbonbons mit Butter und jede Menge Zwiebeln, Kombes und Gebäck. Unsere armen Dorfbewohner packen Tandoori-Brot, Fruchtmark und Walnüsse in die Kofferräume unserer Autos in Hani. Unsere Einsprüche hatten keinen Erfolg. Wir haben Scheich Said, Scheich Scharif, Faqi Hasan in Piran und Dare Heni gedacht. In Riha, dem Land der Propheten, sangen Kinder mit verbrannter Stimme solche Strans und Klams in der Luft von Dengbej ...

İDRİS BALUKEN

Yayınevi : Dipnot
Sayfa Sayısı : 186
Basım Yılı : 2022
ISBN : 9786057414373
Dil : Türkçe
Be the first to review this product!
Price information, pictures, product descriptions and other issues that you find inadequate points you can send us using the suggestion form.
Thank you for your comments and suggestions.
Kovareke giranbiha
O... K... | 30/05/2025
Kürtler için yapılmış güzel şeylerden bir tanesi
M... A... | 16/04/2025
siparişler hızlıca ulaşıyor, kategori çok. beğendim.
A... U... | 05/04/2025
Sizlerden gayet memnunum emeğinize sağlık
M... A... | 12/03/2025
Harikaydı
Serdar KÖMÜRCÜ | 22/01/2025
Gayet pratik ve hoş
Muzaffer Bora | 12/01/2025
Hızlı teslimat sağlandı .çok iyi bir şekilde bantlanmış teşekkürler. Gayet memnunum. Xwedê we bihêle .
A... Y... | 11/01/2025
&ddjmsd
RODEM ÇAÇAN | 06/01/2025
Sizi seviyorum Pırtukakurdi
Birsen KORKMAZ | 11/12/2024
Berbat
Sema Koç Soğancı | 29/11/2024
Sincan’dan Edirne’ye Hasbıhal-Name Hapishanedeki beşinci kışımız bu. … Beş yıl boyunca ne yaptık sorusuna tek kelimeyle cevap vermem istenseydi, buna “yaşadık” derdim. Dışarda olmamız halinde nasıl yaşayacaksak, burada da öyle yaşadık. İki kelimeyle tanımlamama izin verilseydi “direnerek yaşadık” derdim.Mektubumu Sincan Hapishanesi’ndeki hücreden ruhunun çalkantılı sularına saldığı kâğıttan gemisiyle yapılmış bir yolculuk olarak görmeni isterim. Yoldaşının yol boyu gördükleridir yazdıkları.Yazmaya ara verdiğim saatlerde de adeta Sincan hapishanesindeki hücreme nakledilmiş gibi karşımda duruyordun. Kâh sohbeti derinleştiriyor, kâh bir yerlere gezmeye çıkıyorduk. Kırklar Dağı’nın sakinliğini huzur içinde seyredip, on gözlü köprünün altından Dicle’nin nazlı akışına birlikte baktık mesela. Munzur Gözeleri’nde Düzgün Baba’nın sitilinden dökülen süt köpüklerine dalarken karanlık basmadan Ana Fatıma’ya yetişip çıralarımızı yakmanın telaşına düştük. Tecrit yalnızlığını yerle bir eden en coşkulu mitingleri Lice’de, Gewer’de, Cizre’de gerçekleştirdik. Van Gölü’nün cennet güzelliğiyle, Ağrı Dağı’nın efsanevi heybeti avuçlarımızın içindeydi. Bingöl dağlarının rengarenk çiçek desenli yeşil giysisini giydiği bir bahar havasında “Feqiriye Çolik mı vira ne şına” türküsünü birlikte söyledik. Dışarıdayken defalarca planlayıp farklı gerekçelerle gerçekleştiremediğimiz Palu ve Gökdere köylerini aceleye mahal vermeden rahat rahat ziyaret ettik. Asi ve asil yangın yürekli insanlarımızla gürül gürül yanan teneke kuzinelerin başında sabahlara dek sohbet ettik. Közde patates ikram ettiler bize, tereyağı gezdirilmiş bol soğanlı kavurmalı loller, kömbeler, börekler de. Hani’de arabalarımızın bagajlarına ağzına kadar tandır ekmeği, pestil ve ceviz koydu yoksul köylülerimiz. İtirazlarımız kar etmedi. Piran’da, Dare Heni’de Şeyh Sait’i, Şeyh Şerif’i, Faqi Hasan’ı yad ettik. Peygamberler diyarı Riha’da yanık sesli çocuklar dengbej havasında öyle stranlar, klamlar okudular ki…İDRİS BALUKEN DİPNOT0155
Sincan’dan Edirne’ye Hasbıhal-Name

Recommend

*
*
*
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.